Cengiz Aytmatov'un Liderlik Sırları

           

                                           

 Cengiz Aytmatov 12 Aralık 1928 tarihinde Kuzeybatı Kırgızistan'daki Talas eyaletinin Şeker köyünde doğdu. Adı, Cengiz Han'dan esinlenerek verilmiştir.

 
            Babası Törekul Aytmatov, annesi Nagima Hamzayevna Aytmatova’dır. Memur olan babası 1937 yılında Stalin’in temizlik harekatının kurbanları arasına katılır. Kemikleri 1991 yılında bulunur. Aytmatov’un amcası da 2. Dünya savaşında ölmüştür. Annesi çeşitli memuriyetlerde bulunmuş modern bir kadındır. Dört çocuğunu kendi başına büyütmek durumunda kalmıştır. Cengiz Aytmatov ilkokula kendi köyünde gider.
           Babaannesi Ayımkan etrafında saygı gören bilge bir kadındır. İrticalen şiirler söyler, beş-altı yaşından itibaren torununu ninniler, masallar, efsanelerle besler. Aytmatov çok küçük yaşlardan itibaren ozanların atışmalarını dinler, sohbetlerine katılır. Şifahi kültürün çok canlı yaşandığı bu toprakların destani havası yazarı içten içe kuşatıp zenginleştir.

                                                     
           İkinci Dünya savaşının yokluk yıllarını babasız geçiren Aytmatov, çocuk yaşından itibaren çalışmaya başlar. On yaşında toprağı işler. On dört yaşında şeker köyünde köy sovyeti kolhozu sekreterliğine getirilir. Bir yıl da vergi memuru olarak çalışır. Bu sıralarda, erkekler cephede savaşırken, köylerde kadın ve çocukların çektikleri sefalete şahit olur. 1946’da Kazakistan’ın Cambul şehrinde veteriner teknik okuluna gider. Bu okul bitince 1948’de Kırgızistan tarım enstitüsüne devam eder. 1953’de buradan veteriner olarak mezun olur.
           Gençliği sıkıntılı bir döneme denk gelmişti. O dönemde zaten yeni yerleşmeye başlayan siyasal sistem, bir de savaşla mücadele etmek zorundaydı.
           Ardından Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü'ne geçti ve 1956 ile 1958 yılları arasında Moskova'da okudu.
           Yazmaya bu yıllarda Pravda gazetesinde başladı. Ardından, yazdığı eserleriyle üne kavuştu ve 1957 yılında Sovyet Yazarlar Birliği'ne üye kabul edildi. 1963'te Lenin Ödülü'nü aldı. Yapıtları yüz ellinin üstünde dile çevrildi. 1959-67 yılları arasında Novy Mir’in editörlüğünü yapar. 1968’de Büyük Sovyet Edebiyat Ödülü’nü kazanır. Aynı yıl Kırgızistan milli yazarı seçilir.
Onun, milletinin birikimini tüm dünyaya duyurması kolay olmamıştır. Tarihte eşine ender rastlanacak bir baskı rejiminde, millete ait olan her şeyin talan edilmeye, unutturulmaya çalışıldığı bir ortamda söz söylemek, değerlerini savunmak, millete ait olana vurgu yapmak cesaretini gösterebilen Aytmatov, yıldan yıla daha yüksek sesle, sözlerinin altını daha kalın çizerek konuşur. İlk yıllarında Yüz yüze, Cemile gibi hikayeleriyle tanınıp sevilen Aytmatov’un bu hikayelerindeki başarısıyla topladığı ilgi, ona daha sonraki yıllarda Elveda Gülsarı gibi, Gün olur asra bedel gibi romanlarla, toplumsal problemleri tüm Sovyetlerin gündemine taşıma imkanı sunmuştur.
Aytmatov 1986 yılında neşredilen Dişi Kurdun Rüyaları isimli romanıyla, yazarlık seyrini mahalli olandan evrensel olana taşımıştır. Bu romanda Hıristiyanlık dini baz alınarak rejimin dini hayat üzerindeki yanlış uygulamalarına, bunun bir neticesi olan uyuşturucu belasına ve bozulan ekolojik dengeye değinmiştir.




Aytmatov 1990’da yayınlanan Beyaz Yağmur ve Yıldırım Sesli Manasçı hikayelerinden sonra, aynı yıl Gün Olur Asra Bedel romanının devamı olan Cengiz Han’a Küsen Bulut’u yayınlar. Yazar bu eserinde Sosyalist rejime daha önce yazdıklarından daha sert eleştiriler yöneltir. Bu roman aslında yıllarca rejimin her katında bulunmuş birinin görgü şahitliği yapmasından başka bir şey değildir. Totaliter, baskıcı kafa yapısını bütün çelişkileriyle gözler önüne serer.
Aytmatov, milletinin tarih boyunca kazandığı sosyal, kültürel, ahlaki, edebi, askeri yani bütün maddi ve manevi zenginliğini eserlerine yansıtmış, yaşadığı coğrafyanın insanının tarih içinde kazandığı değerleri, acılarını, kahramanlıklarını, tecrübelerini yazıya döküp ölümsüzleştirmiş, halkının içinde düştüğü zor durumları eserlerinde en güzel şekilde anlatmış, onların çözümlerine dair ipuçları göstermiş, eserlerinde kendi ifadesi ile ‘tipik insan’ı ortaya koymaya çalışmış bir yazardır.
Hikayelerinde milletinin temel mülkü olan milli hafızaya ait efsane, destan, masal hikaye ve türküleri, bunların meydana geldiği şartları, ardındaki hikayeleri, insanları kullanırken, Kırgız Türk kültürünü, psikolojisiyle, duyuş ve anlayış tarzıyla, maddi manevi zenginliğiyle o kültürü bina edenlerin evlatlarına yeniden hatırlatmaya çalışmış. Hikayelerinde halkının değerlerini, dertlerini, varsa onun içindeki çürümeyi anlatan yazarın en önemli özelliği, özüne bağlılık, kendinden, halkından, coğrafyasından haberdar olma olarak kendini gösteriyor. Hikayelerinde, Kırgız Türklerinin zengin şifahi kültürüne ait efsaneleri, masalları, türküleri kullanışında gözlenen coşku da yazarın bu yanının en bariz göstergesi durumundadır.
Cengiz Aytmatov’un eserleri hayatından izler taşır. Hayat, onu halkının bütün sorunları ile çok küçük yaşlarından itibaren yüz yüze getirmiş, ona halkını tanımasını, onun genel halini anlamasını sağlayan bir çevrede yetişme imkanı sunmuştur.
Savaş Aytmatov’un hatırasında silinmeyecek izler bırakır. Savaş için askere alınan yetişkin erkeklerin köydeki işlerinin hepsi, halkın sorunlarına çare bulmak, daha on iki-on üç yaşlarındayken onun ve akranlarının sırtına yüklenir. Cepheye gönderilen erkeklerin ailelerinin sorumluluğu, onların iaşesi, aralarındaki sosyal ilişkiler, bir yandan savaşa rağmen devam etmesi zorunlu olan zirai faaliyet, savaşın daha çok küçük yaşlarda Aytmatov’un sırtına yüklediği sorumluluklardan en görünürde olanlarıdır.
          Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Kırgızistan'ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra ülkesini Lüksemburg'da büyükelçi olarak temsil etti.
          Cengiz Aytmatov; edebi çalışmalarına ek olarak, Avrupa Birliği, NATO, UNESCO ve Benelüks ülkelerinin Kırgız delegeliğini üstlenmiştir. Ayrıca eski Kırgızistan Dışişleri Bakanı Askar Aytmatov'un babasıdır




Aytmatov, Gün Olur Asra Bedel romanının film çekimleri için gittiği Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan’da 16 Mayıs 2008 rahatsızlanarak böbrek yetmezliği teşhisiyle tedavi için Almanya’ya getirilmişti. Almanya’nın Nürnberg kentindeki Klinikum Nord’da tedavi gören Cengiz Aytmatov, komaya girmişti.10 Haziran 2008 tarihinde Nürnberg’de yaşamını yitirdi.

          Yapıtları:
  • Zorlu Geçit (1956)
  • Yüzyüze (Лицом к лицу, 1957)
  • Cemile (Kırgız Türkçesi Жамийла, Rusça Джамиля, 1958)
  • İlk Öğretmenim (Первый учитель, 1962)
  • Dağlar ve Steplerden Masallar (Повести гор и степей, 1963)
  • Elveda, Gülsarı! (Прощай, Гульсары, 1966)
  • Beyaz Gemi (Kırgız Türkesi, Ак кеме : Ak Keme) (RusçaБелый пароход, 1970)
  • Selvi Boylum Al Yazmalım (1970)
  • Fuji-Yama (Восхождение на Фудзияму, Fuji Dağının Tepesi 1973)
  • Gün Olur Asra Bedel ,(Kırgız Türkçesi Кылым карытар бир күн),(Rusça И дольше века длится день, 1980),
  • Darağacı - Disi kurdun Rüyalari (Плаха, 1988)
  • Toprak Ana
  • Cengiz Han'a Küsen bulut
  • Çocukluğum
  • Kırmızı Elma
  • Dağlar Devrildiğinde-Ebedi Nişanlı (Son romanı - 2007)
Kaynak:patikalar.net

Liderlik Sırları Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder